İnsanlık olarak doğanın yeterince canına okuduğumuzu kabul etmenin vakti geldi de geçiyor bile. Peki siz doğayı, doğanızı ve insani özlerinizi korumak adına nelerden vazgeçebilirsiniz? Murat Demirtaş, ilk çocuğunun hayatına girmesiyle bilinçli bir ebeveyn olmanın ötesine geçerek, bilinçli bir insan ve bilinçli bir doğasever olarak yaşamını biçimlendirmiş. Bunu da ilk olarak kendi ekmeğini kendi yaparak başlamış. Peki son dönemde pek çok söyleşide karşımıza çıkan ve sistemin alışılmışlığını alt üst eden Murat Demirtaş kimdir?



1974 İstanbul doğumlu olan Murat Bey, evli ve iki çocuk babası. Lisede bir süre muhasebecilik deneyimi, sonrasında bir süre fotoğraf ve video işleri derken üniversitede heykel okumak kısmet olmuş. Atölyede heykel çalışmaları, sergiler ve ek olarak garsonluk yaptığı sırada evlenen Murat Demirtaş, daha o zamanlarda mutfakla yakından ilgilenmeye başlamış. Evde ekmek yapma denemeleri 1 yıl kadar sürdükten sonra, eşe dosta hediye olarak evde kendi yaptığı ekmekleri götürmeye başlamış. Beğeniler ve olumlu tepkiler mesleki rotasını tamamen ekmeğe yöneltmiş. Murat Bey, sistemin girdabından olabildiğince uzak kalmaya çalışarak kendi evinde ekmeklerini pişiriyor ve çocuklarıyla verimli bolca vakit geçirebiliyor.

Eşi Esra Hanım ile evlerinde beni ağırlayan çift, çocuklarla birlikte hayatlarından kimyasal maddeleri tamamen çıkartmışlar. Örneğin, evin temizliğini karbonat ve sirke ile yapıyorlar. Yiyemedikleri hiçbir şeyi evlerinde kullanmayan çift, çocukların beslenmesi konusunda da bir o kadar hassas. Yaptıkları bir anlaşma ile, çocuklar dışarıdan başkalarının verdikleri çikolata, şeker gibi yiyecekleri geri çevirmeyip teşekkür ederek alıyorlar. Fakat onları yemeden anne ve babaya getirip, yerine kakao oranı yüksek, bitter çikolata ile değiştiriyorlar. Yakın zamanda benzer bir projeden bir yazımda bahsetmiştim. Çocuklara şeker ve çikolata vererek sağlıklarını bozmak yerine kağıt, defter, boya kalemi ve kitap hediye etmek bir kampanyayla yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Siz de Murat ve Esra Demirtaş çiftini örnek alarak çocuklarınızla benzer anlaşmalar yapabilir, seri üretim piyasa ürünleri yerine kendi evinizde ekmeğiniz dahil pek çok şeyi pişirebilirsiniz.

Fotoğraf Kaynak: instagram.com

Murat Demirtaş, yerel ürünleri ve bu ürünlerin en doğallarını kullanarak üretim yapmanın önemine vurgu yaparken, bunu tekelinde tutmak ya da işlerini serileştirip büyümek gibi hayalleri yok. Murat Bey mesajını şu sözlerle açıklıyor, ‘'Ben size ulaşamıyorsam gidip en yakındaki fırından talep edin. Olmadı mı kendiniz yapın. Eğer kendinizde yapamıyorsanız eli hamur tutmuş birinden rica edin. Herkes ekmek yapsın.'' Haftada 2 gün anlaşmalı olduğu mekan Cafe & Shop Kadıköy'de, diğer günler ise kendi evinde ekmek yapan Murat Bey, bu süreçte ortalama 100 ekmek üretiyor. Bu sayıyı biraz daha arttırmak ama asla endüstriyel bir ekmekçi olacak kadar çoğaltmak istemiyor. Hafta içinde servis verdiği güzergah dışına çıkması zamanından fazla çaldığı için butik bir çalışma yürütüyor. Atalık buğdaydan yaptığı ekşi mayalı ekmekleri kargoyla göndermediğini de önemle belirtiyor. Bunun hem zamandan çok çalacağını hem de endüstrileşmeye açılan bir kapı olacağını düşünmesi nedeniyle ve aynı zamanda ekmeğin kendi gözündeki değerini düşürmemesi adına böyle bir karar almış.

Siz yine de Murat Demirtaş'ı ve Fırınımdan Ekmekleri Instagram ve Facebook hesabından takip ederek bir yerlerde o leziz ekmekleri deneyimleyebilirsiniz. Ekolojik yaşam, ekmek yapımı ve daha pek çok konuyu, katıldığı panellerde ve atölyelerde kendisinden dinleyebilirsiniz. Doğal yaşam, organik beslenme ve sistem ile ilgili kafanızı kurcalayan sorularınıza sağlıklı cevaplar bulacağınızın ve kafanızın içinde ampuller yanacağının garantisini verebilirim.

Fotoğraf Kaynak: instagram.com

Bu dünya tatlısı aileye beni samimiyetle ağırladıkları, dopdolu sohbetleri için çok teşekkür ederim. Murat ve Esra Demirtaş çiftinin uyumlarının daim olmasını, çocuklarıyla sağlıklı, bilinçli, mutlu nice yıllar diliyorum.