Kınalıada'da Bir Gün

Tatilin verdiği o keyif, o “uzaklaşma”, “zamanı unutma”, “saate bakmama” hislerini günübirlik de olsa yaşayabilmek için bir önerim var bugün size:  Kınalıada.

Sabah erkenden vapura atlayıp şehrin kargaşasından, egsozundan, gürültüsünden yavaş yavaş uzaklaşıyorsunuz önce. Vapurun durduğu ilk ada Kınalıada oluyor. Burada çok kişi inmiyor, çoğunluk Büyükada’ya devam ediyor. Halbuki ben daha bir seviyorum Kınalı’yı. Daha bir başka ve daha bir “az İstanbul” geliyor bana.
 
kinaliada
 
Gelelim Kınalıada’da bir güne, ve burada neler yapabileceğinize:
 
1- Sahil boyunca uzanan farklı farklı plajlardan gözünüze en boş gelene gidip denize girin, bol bol yüzün, güneşlenin. Ama kendinizi fazla yormayın, daha yapacak çok şey var!
 
Denize girmek için benim önerim Boncuk. Nerede diye yol tarifi sormayın, adada kimse sorsanız gösterir zaten :)
 
 2- Öğle yemeği için önereceğim yer adanın en eski balık restoranı MimozaAdaya gitmişken yemek yemelik değil, burada yemek için adaya gitmelik bir mekan! 
 
foto?raf-32
 
foto?raf-24 2foto?raf-25 2
 
Girişte bizi mimoza çiçekleri karşılıyor:
 
foto?raf-48
 
 
Sonra restoranın içinden geçip denizin tam önündeki masalara oturuyoruz:
 
 foto?raf-47 foto?raf-51
 
Şimdi artık gelelim yemeklere…
 
Başlangıçlardan barbunya pilaki (hem de sıcak mmhh) ve patlıcan salatası kesinlikle favorim oluyor. Hatta özellikle barbunya pilakiyi ömrümde hiç bu kadar bayıla bayıla yememiştim. :)
 
foto?raf-29
 
Ara sıcaklardan kalamar ve pek tabi karides güveç! Tereyağında karides güveç fokurdaya fokurdaya geliyor. Zaten ondan ilk çatalı aldığım an kararımı veriyorum. Kınalıada’ya artık sadece Mimoza’daki güzel yemek için gelinir.
 
foto?raf-37
 
Kalamarın ise diğer yerlerde yediğimden çok ayıran bir özelliği yok. Övülecek bir lezzet ve farkı yok. Ama zaten güveçte karides assolist, diğer her şey arka planda şu andan itibaren benim için! :)
 
foto?raf-43
 
Soğuk biram, güveçte karidesim, patlıcan salatam ve barbunyam ile öyle mutluyum ki maalesef yine aynı hatayı yapıyor baslangıç ve ara sıcaklarla doyuyor adada bu güzel yemek keyfimi hayalini kurduğum taze balığa sıra gelmeden sonlandırıyorum. Bir dahaki sefer balık yemeğe gittiğimde kendimi ara sıcaklarda frenleme sözü verip sizinle ana yemek olarak masada yenilen ve çok da beğenilen köfteyi paylaşıyorum:
 
foto?raf-56
 
Bunca güzel yemeğin üstüne hadi bir de çayımızı içelim ve kalkalım. Daha bizi bekleyen çok şey var!
 
foto?raf-41
 
3-Yokuş yukarı tırmanmaya hazır olun ve bisiklet kiralayın. (Saati 8 tl. Harbiye Börekçisinin yanı) Yukarılara doğru çıktıkça ada sizi şaşırtacak kadar güzel küçük detaylar ve muazzam bir manzarayla karşılaştıracak. Bol bol fotoğraf çekin, sonra baktıkça da gülümseyin.
 
kinaliada_bisiklet
 
 
foto?raf-55 foto?raf-57kinaliada_manzarakinaliada_manzara2kinaliada_pembeev
 
 
3- Türk Kahvenizi ya da çeşit çeşit doğal – gerçek bitki çaylarınızı Bab-ı Kahve’ de için. Poşet çaydan nefret eden biri olarak bu sunuma hayran kalmamak elde değil:
 
foto?raf-23foto?raf-39
 
Yanına da o gün mutfakta taptaze yapılmış olan tatlıları kaçırmayın.
 
foto?raf-38
 
Son olarak bu da çayın sunumuna bayılıp kahvenin sunumunu merak edenlere gelsin :)
 
kinaliada_kahve
 
foto?raf-21
 
Adada bisikletle gezerken yukarılarda bir duvarda şu yazıya rastladım. Ne dediğini bilmesem de içimden bir his mutlu şeyler yazıyor dedi. Bir şarkı sözü belki de?
 
Sürprizlerle dolu adayı, adayı keşfe çıkmayı, her sokakta saklı bir başka güzelliği, Mimoza’nın lezzetlerini, Bab-ı Kahve’nin özenli sunumunu çok ama çok seviyorum.
 
kinaliada_duvar1kinaliada_duvar2