Meksika’nın Zapatista Bölgesi’ndeki Chiapas’ta, özerkliğin hemen ardından tarımın tamamen organik olması şartı getirtildi. Suni gübre ve kimyasal ilaçlama kullanımı tamamen yasak olan bölgede en önemli ekonomik gelir kaynağı ise kahve. Bir kahve kooperatifi kuran Zapatistalar, Avrupa’da bulunan kollektiflerle satışa başladı. İstanbul’daki Zapata’ya Atina Kollektifi’nden gelen kahveler aracılar olmadan son kullanıcıya direk ulaştırılıyor. Bu sayede kahve üreticisinin sömürülmesini ve fahiş fiyatların önüne geçilmesi sağlanıyor. Kollektifler, Zapatistalara eğitim ve sağlık desteği için yardım gönderiyor. Bu yıl İstanbul’da da Zapata’nın sahibi Orhan Bey’in de gönüllü üyesi olduğu bir kollektif kuruldu. İlk ürünler yola çıktı ve Ağustos Ayı itibariyle kahveler satışa hazır olacak. Kahvelerinizi dilerseniz çekirdek, dilerseniz öğütülmüş şekilde adil alışveriş zincirinin bir parçası olan Zapata’dan temin edebileceksiniz.
Zapata’nın Moda’daki hikayesine geri dönecek olursak, Caferağa’daki mekan kendi üretimlerini yapmaları için artık ufak gelmeye başlayınca, organik, sağlıklı, iyi yemek ve kahve politikasını benimsedikleri yeni mekanlarını açmışlar. Moda halkının ve mahallelinin kısa sürede benimsedikleri Zapata, Ödüllü Şef Hakan Özfırıncı ile birlikte muhteşem bir menü hazırlamış. Şef’in Fransa’dan ödüllü Ördekli Crois Sandviç’i ve favorisi Zapata Burger mekanın favorileri arasında. Aynı zamanda İspanyol omletin de kahvaltılarda özel bir yeri var. Vegan ve vejetaryenler için de her öğüne seçenekler sunan mekan, kendi ürettikleri ekmeklerle de ön planda.
Hayvansever bir mekan olmasının yanı sıra mahalledeki sokak kedileri ve köpekleri için de sağlık ve beslenme desteği sunan Zapata, sanatseverlerin de yeni alternatif mekanı olma yolunda tüm bağımsız sanatçılara destek amacıyla kapılarını açıyor.
Duvarları boş bırakılan mekan, açılışın hemen ardından Berna Yangın’ın sergisiyle başlattığı projesini, Ağustos Ayı’nda yaklaşık iki yıl bisikletle Asya’yı gezen ve fotoğraflayan bir sanatçının fotoğraflarıyla devam ettirecek.
