Gece Çıkmaktan Korkmayın!

Malum, son zamanlarda, mekanlarda üst üste birkaç kurşunlanma olayı gerçekleşti. Bu vakaları duyan insanlar da, gece gezmeye çekinir oldu haliyle. Kim ister ki, eğlenmeye çıkarken ‘Aman vurulmayalım’ endişesini yaşamayı? Asıl çözüm gece gezmelerini, bıçak gibi kesip atmak değil bence... Sadece nerelere gitmemiz gerektiğini ayırd edebilsek yeterli olur. Ya da belli bir alkol seviyesini aşınca, ‘Şuraya da uğrayalım, ne olacak ki?’ mantığında olmamak gerekli! Sonuçta bu durumları yaşamamak için, gerekli önlemleri titizlikle uygulayan mekanlar da var. Onca senelik kulüpler biliyorum ki, en ufak bir mevzuya şahit olmamış... Bu durumları yaşatma ihtimali olan insanları, hep uzaklaştırmış.
 
Birkaç itinasız işletmenin suçunu, herkesten çıkarmamak lazım! Siz, siz olun, ziyaret edeceğiniz mekanı iyi seçin, yeter... Gerisi düzgün sayacağımız barların, güvenlik zafiyeti göstermemesine bakar... Tabii ‘Sabah 6’lara 7’lere kadar devam ederim’, ‘Her yere girer çıkarım‘ zihniyetiniz varsa, her zaman bu riski göze alıyorsunuz demektir! 
 
Onun yerine ‘Gittiğim mekanlar belli, düzgün eğlenen insanlarlayım’ diyorsanız; gece çıkmaktan korkmayın! O kaza kurşunu sizi bulmayacaktır!
 
Nişantaşı'nı Genç Tutanlar
 

Lüks restoranların, ağır mekanların bolca olduğu bir merkezdir; Nişantaşı... Kalburüstü tabakanın tercih edeceği işletmelerle doludur. Her yaş grubuna hitap eden bir sürü yere girip çıkabilirsiniz. Fakat bunların yanında gençlere cazip gelecek adresler de yok değildir tabii. 
 
Hakan Özkan ve Anıl Yazgan’ın ortaklığında iki mekan, yıllardır bu adreslere öncülük ediyor.İlki, 10 seneyi aşkın süredir, Reasürans Çarşısı’nın alt katında hizmet veren; Koridor (Corridor)... Ben şu anki metrekaresinin, çeyreği kadar yer kapladığı zamanlardan beri ziyaret ederim. Gençlerin ve genç kalmayı becerenlerin semt barı gibidir. Kimsenin kimseyle ilgilenmeden, sadece eğlencesine baktığı, rahat bir ortamı vardır. Sahipleri ‘patronculuk’ oynamaz, herhangi bir müşteriden farkları yoktur. Keyif yapmaya, barda iki muhabbetin belini kırmaya, barmenle ‘shot’ atmaya ideal mekandır.



 

İkincisi ise 6 sene önce, Mim Kemal Öke Caddesi’nde açtıkları; Den Kafe... Bu iki Ankaralı’nın, İstanbul’a daha yeni yerler kazandıracağının işareti... Yemekte de, en az barcılıktaki kadar başarılı olduklarını söyleyebilirim. Zira lüks restoranları aratmayacak lezzeti yakalamışlar mönülerinde. Bütün sektör Abdi İpekçi Caddesi’ni tercih ederken, hiçbir mekanın olmadığı lokasyondaki cesur girişimleri, bölgeye başka işletmelerin de gelmesini sağladı! İşlerini özenle yapan bu ikili, birden fazla mekanı başarıyla yürütmek için, bilmem kaç milyon liralar harcamanın şart olmadığını ispatlıyorlar. Tebrikler...