Hüseyin Özer ve Sofra London Karaköy

mekan.com
15 Haziran 2015
22 paylaşım
Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
Tokat’ın Reşadiye ilçesinde doğdu. Hayatı boyunca okula gitmedi. Anne ve babası ayrılıp farklı kişilerle evlenince istenmeyen çocuk oldu. 10 yaşında tek başına gönderildiği Ankara Ulus’ta çakmak taşı sattı. Tuvaletlerde, kömürlükte yattı kalktı. Kendisini okutsun diye dönemin başbakanı Süleyman Demirel’e iki kez mektup yazdı. Demirel, birine cevap yazmadı, birini de iadeli taahhütlü geri gönderdi. Kazandığı bütün parayı eğitimine harcadı. Komi olarak çalışırken İngilizce öğretmesi için bir albay emeklisi ile anlaştı. 21 yaşında tek yön aldığı otobüs biletiyle İngiltere’ye gitti, restoranlarda iş buldu. Eski çalıştığı yeri satın alarak Londra’ya gittikten 4 sene sonra ilk lokantasını açtı. May Fair’deki restoranın önünde kuyruk hiç eksilmedi.

Discovery Channel’da dünyanın en zengin 3. Türk’ü olarak lanse edilen Özer, Türkiye’yi ve Türk mutfağını İngiltere’de ve dünyada temsil eden tek isim. 
Şimdi İngiltere’de ata biniyor, golf oynuyor, en pahalı arabalara biniyor, upper class bir hayat yaşıyor. 

İstanbul Karaköy’de açtığı ve kendisinin ‘burası bir okul’ dediği yeni mekânı Sofra London'ın önünde kuyruklar oluşmaya başlamış bile. Ünlü şef Hüseyin Özer Mekan.com için sorularımızı yanıtladı. 



İnsanlar neden seviyorlar sizi?

İçimle dışım bir. Bence bundan dolayı. Öbür türlüsünü zaten beceremem ki. 

İngiltere'de önemli isimler toplantılarını sizin restoranınızdaki özel odada yapıyor, İngiliz devlet adamlarıyla arkadaş gibisiniz. Büyükelçilerden ünlü yıldızlara pek çok isim sizde gelip yemek yiyor…

Ne kadar şanslıyım Allah benim gibi bir köylü çocuğuna nasip etti bunu. Ne kadar büyük bir nimet benim için. Hiçbir parayla satın alınamayacak bir şey varsa o da bunlardır. Restoranlarınız her yıl ‘Michelin Guide’ tarafından tavsiye edilen “dünyanın ilk ve tek Türk lokantası seçiliyor…
Michelin Guide tarafından tavsiye edilmek bir yana, Michelin Guideçılar kendisine yemek yeme yeri olarak seçiyor Sofra’yı. Dünyadaki en kıymetli şey benim için.



Memleketin yemeği memleketin ruhudur demişsiniz...

Türkiye Cumhuriyeti’nin yemeği Türkiye Cumhuriyeti’nin insanını yansıtır. İnsan eviyle nasıl ki yaşam tarzını gösterirse yemekle de memleketi birleştirir. 
Hazırladığınız yemek sizin ruhunuzdur. Ne yiyip içtiğin, yemeğin senin ruhunu yansıtır.

''Türkiye’nin yemek kültürü düpedüz özenti''

Türkiye’nin yemek kültürü hangi yöne doğru gidiyor?

Çok kötüye doğru gidiyor. Aslında gitmiyor bile tamamen İtalya’ya Fransa’ya kaymış. Servis de yemek de gitmiş. Türkler kendi yemeğine ve kültürüne sahip çıkmıyor. Onun için inadına buraya geldim. Bunu düzeltmek benim görevim olacak. Özentinin ta kendisiyiz. Taylandlı Thai yemeği yapıyor, Japonlar Japon yemeği, İtalyanı Fransızı hepsi kendi ülkesinin yemeğini yapıyor. Bunların hiçbiri Türk yemeği yapmıyor. Kocaman Türk mutfağı nereye gitti? 1000 yıllık coğrafya nereye gitti. Burada ürün yok mu? Ürün olmasa başka ülkeye yönlenilmesi normal, burada ürün var, aynı şey ama adını İtalyan koymuşuz. Düpedüz yanlış, düpedüz özenti.



Şefler Londra’dan mı geldi?

Mutfakta çalışanların hepsi Londra’dan geldi. Şef yok burada. Bizde şef çalışmaz, şef bulundurmayız. Sadece şefimizi kendimiz icad ederiz. Bir genci alır, ona öğretiriz.

Türk yemekleri yağlı olduğu için yabancılar pek sevmez. Sofra London Karaköy’ün mutfağı nasıl?

Diyetisyen aşçıyım ben. Lezzet muhteşemdir. Benim yemeğimi yerler. Londra’dan buraya Türk lokantası olarak geldim. Tek yemek ‘black cot’ çok sevdiğim, Japon usulü yaptığım bir yemektir, onu getirdim buraya, onun haricinde tüm yemekler Türk mutfağından. Burada garsonlar Fransızlar gibi servis yapıyordu, bir haftada değiştirdim. Ne müşteri Fransız ne yemekler Fransız… Dünyadaki en büyük misafirperver biziz, Fransız usulü yapılınca o bozuluyor, yok oluyor. Ev, köy, teyze usulü yapılınca oluyor bu işler, Fransız usulü olunca olmuyor.



Sofra London Karaköy’e İngiliz usulü Afternoon Tea menüsü de koymuşsunuz…

Tamamen bir İngiliz usulü. Türklerde de afternoon tea zamanı var. Onlar farklı biz farklı kelimelerle anlatıyoruz ama aynı şey. İki ülke de imparatorluktan geliyor. İki imparatorluk birbirine çok benziyor. Çeşitli çaylar ve üç katlı kek standında peynir tabağı, sconelar, sandviçler, tatlılar var. Yüzde 10 oranında şeker ve yağ içeren güzel bir tatlımız var. Kruvasan yapıyoruz.

Fiyatları çok uygun tutmuşsunuz…

Dekorasyona harcadığımız parayı menüye yansıtmadık. Burası bir okul. Manzara satmıyoruz, yemeğimizin değeri ne ise onu alırız sadece. Burası Karaköy, standartı çok düşük. Şık hale getirdik ki semtin kıymetini arttıralım. Hiç kimseyle rakip değiliz, burası Özer Akademi.