Çocukluğundan bu yana mutfağa büyük ilgi duyan ve kendini ''Ben insanları ağırlamayı, yedirip içirmeyi seviyorum'' sözleriyle tanımlayan Pelin Çakar, aslında Bilgi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu. Mezuniyet sonrası Amerika’ya pazarlama okumaya giden Pelin Çakar, içindeki yemek aşkını ve tutku halindeki ilgisini hiç kaybetmemiş. Türkiye’de o dönem aşçılık okullarının yalnızca Bolu Mengen’le sınırlı olması ve günümüzdeki kadar mesleğin motive edici fırsatlarının bulunmaması rotayı Amerika’ya çevirtmiş. Yeme içme konusunda oldukça yenilikçi olan Kaliforniya’da okuyor olmak içindeki hevesi bir web sitesiyle dışarıya yansıtmasını sağlamış. Amatörce Türk Yemekleriyle catering yapmaya başlamış. Bakmış ki böyle yeterli tatmini alamıyor, eninde sonunda hedeflediği şeyi yapıp, bir aşçılık okuluna yazılmış. Okulla beraber şehrin meşhur aşçılık seminerlerini ve workshoplarını takip edip, bu büyük arzunun peşinden gitmeye devam etmiş.



Türkiye’ye temelli dönme fikri henüz ortada yokken, bir yaz tatilinde arkadaşıyla birlikte Lucca’da otururken mekan sahipleriyle tanışması bir anda tüm geleceğine şekil vermiş. Lucca’nın sahibi Cem Bey ve İşletmeci Turgay Bey, Pelin Hanım’ın hikayesini dinledikten sonra Türkiye’ye döndüğünde mutlaka iletişime geçmek istediklerini söylemişler. Pelin Çakar, Türkiye’ye döner dönmez mekan.com üyeleri tarafından 2015 yılının en iyi kokteyl yapan mekanı seçilen Lucca, onu el lezzetiyle sahiplenmeyi bilmiş ve Şef’in Lucca ile olan yaklaşık 11 yıllık yolculuğu gelişerek bugünlere gelmiş. Lucca’nın en iyi özelliklerinden biri olarak belirttiği yabancı şefleri ağırlama ve ortak üretimde bulunma işinin kendisine çok şey kattığını söyleyen Pelin Çakar, verdikleri hizmetin ekip çalışması olduğunun vurgusunu defalarca yineliyor. İspanya’dan Tayland’a Dünya Mutfağı’nı keşfetme ve öğrenme adına pek çok gastronomi turu gerçekleştirip, eğitimlere katılan Pelin Çakar, MSA Yiyecek İçecek İşletmeciliği Bölümü’nü de eğitimini başarıyla tamamlamış. Başladığı günden bu yana aynı ekiple çalışmalarını sürdüren Şef’in, bir yaşam tarzı olarak benimsediği Lucca’nın çatısı altında aile kavramını nasıl şekillendirdiklerini keyifle anlatışı da gözden kaçmıyor. Yıllardır birlikte kazandıkları tecrübeyi, Zorlu Center’da yeni açılan kardeş mekan Cantinery’nin A’dan Z’ye herşeyinde ilmek ilmek işlemişler ve işlemeye de devam ediyorlar. Bu arada hiçbir şey oldu bittiye getirilmiyor ve tüm ekibin eğitimi sistematik olarak sürüyor.

İmza Yemek: Izgara Kuşkonmaz

''Annem sürekli yemek yapan, insanları ağırlayan, sofralar kurup oradan oraya yemek taşıyan bir kadındı. Sanırım benim yemek yapma tutkum oradan geliyor.'' diyen Pelin Çakar’ın son favori imza yemeği Izgara Kuşkonmaz. Bu yaz Lucca’da en çok tercih edilenler arasında ilk sıraya oturan Izgara Kuşkonmaz, bir çekim için organik pazardan alınan malzemelerden yapılacak yemekler arasında doğaçlama olarak ortaya çıkmış. Üç Renkli Domates Salatası yerine bir anda yemek kombini arasında kendine yer bulan Izgara Kuşkonmaz, öyle beğenilmiş ki ertesi gün menüye alınmış. Kuşkonmazlar soyulduktan sonra 3-4 dk. kadar haşlanıp ızgarada iz veriliyor. Üzerine dereotu, maydanoz, bol lime ve portakal kabuğu rendesinden oluşan aromatik zeytinyağlı bir Gremolata sos dökülüyor. Son olarak bezelye, filizler ve su teresiyle süslenip servis ediliyor. Oldukça light ve yaz aylarına çok uygun olan bu lezzet, beyaz şarap ile büyük uyum sağlıyor. Izgara Kuşkonmaz, akşam yemeklerini hafif geçirmek isteyenler için sağlıklı ve harika bir tercih olarak Lucca’nın zengin menüsünde yer alıyor. 



Samimi tavrıyla bizi ağırlayan ve sorularımızı cevaplayan Lucca’nın başarılı şefi Pelin Çakar’a çok teşekkür ediyoruz.