Pame Ya Mezedaki: Haydi Mezelenmeye Gidelim!

mekan.com
13 Ekim 2016
19 paylaşım
Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
2015 yılında mekan.com üyeleri tarafından yılın en iyi meze mekanı seçilen Mezedaki'yi ve hem sahibi hem de şefi Meri Çevik Simyonidis'i daha yakından tanımak için soluğu Uniq İstanbul'da aldım. ‘'Şefler Ve İmza Yemekler'' bölümümüzde mekan.com'un bu ayki ikinci konuğu Rum Mutfağı'nın eşsiz lezzetteki mezelerini kültüründen taşıyan Meri Hanım.

Mezedaki-Meri-Çevik-Simyonidis

Meri Çevik Simyonidis, İstanbul doğumlu Rum bir ailenin kızı. İlk ve orta öğrenimini İstanbul'da tamamladıktan sonra, üniversite için Selanik'e gitmiş. Aristoteles Üniversitesi'nde Felsefe ve Pedagoji okuyan Meri Hanım, Türkiye'ye döndükten sonra 23 yıl Yunanistan Başkonsolosluğu'nda memur olarak çalışmış. Yemekleriyle meşhur Rum Mutfağı'nın seçkin lezzetleriyle büyümesi ve özellikle babasının meze konusundaki başarısı, yemek yapmayı bir hobi olarak benimsemesini sağlamış. Bu hobi kendi ailesini kurduktan sonra ve çalışma hayatı içinde devam etse de bir zaman gelmiş ki, Meri Hanım artık bir mekanı olması gerektiğine karar vermiş. Hemen işi gücü bırakıp başlamış hazırlıklara. Bu esnada bir de kitap yazmış. İlk kitabı olan ‘'İstanbul'um Tadım-Tuzum-Hayatım'' da, Rumların İstanbul'a kattıkları marka lezzet mekanlarının ilk sahiplerini bulup röportajlar yapmış. 3 yıl süren yazım aşamasında Atina'dan Çanakkale'ye, Selanik'ten Bozcaada'ya kadar tarihin peşinden koşup durmuş. Sonunda da hem eski İstanbul'a hem de o dönemin kültürüne ait arşiv niteliğinde bir kitap ortaya çıkmış. Kitabın heyecanı sürerken Meri Hanım, Bebek'te Mezedaki adında ufak bir meze evi açmış. Tabi yine boş durmamış, ikinci kitap içinde çalışmalara girişmiş. Yerlerinden yurtlarından korkunç bir zihniyetle uzaklaştırılıp, Atina'ya gitmek zorunda kalan İstanbul'un eski Rum ve Ermeni şeflerinin peşine düşmüş bu kez de. Onların anılarına, şimdiki yaşantılarına ve İstanbul dendiğinde gözlerinde parlayan heyecana tanıklık eden Meri Hanım, dileyenin porsiyon olarak dileyenin kiloyla meze aldığı mekanı Mezedaki'yi, konuklarını ağırlamak için artık küçük geldiğinden şehrin son zamanlardaki gözde yaşam alanı Uniq İstanbul'a taşımış. Mezedaki'nin yeni adresindeki açılışı ile 2. kitabın tanıtımı bir arada gerçekleşmiş. ‘'İstanbul'um Tadım Tuzum / Bir Varmış Bir Yokmuş'' adıyla yayımlanan 2. kitap Dünya Kitap Yılın En İyi Gastronomi Kitabı Ödülü (2015)'nün de sahibi olmuş.

Mezedaki

‘'İyi ki bu kitapları yazmışım, iyi ki düşmüşüm bu tarihin peşine. Benim röportajlarımdan sonra pek çoğu vefat etti.'' diyor Meri Hanım. Bence de iyi ki yazmış ve İstanbul'a, İstanbul'umuza dair sevgiye dönüşmesi, arınması gereken anıları toprak olmadan yazıya dökebilmiş. Tarihten ders alabilen nesiller yetiştirebilirsek, bu ve benzeri kitapların değerini gün gelecek çok daha iyi anlayacağız.

Meri Hanım ile tanıştığınızda zaten enerjisinden hemen anlaşılıyor boş duramayacağı. Mezedakiydi, kitaplardı derken araya eğitimler de sıkıştırmış. Lezzet atölyeleri düzenleyerek Osmanlı Mutfağı, reçeller, tatlılar, mezeler ve hatta yumurta boyama gibi pek çok bilgi paylaşımında bulunmuş. Bu atölyelerin ardından çeşitli üniversitelerde seminerler, workshoplar ve paneller gelmiş.

Meri Çevik Simyonidis, şimdilerde Uniq İstanbul'daki Mezedaki'de sabah kahvaltısından başlayarak, tüm gün çeşitliliğine hayret edeceğiniz bir menüyle hizmet vermeye devam ediyor. Mekan akşamları hoş bir meyhaneye dönüşüyor ve Rum Mezeleri rakıyla sirtaki yapıyor :)

İmza Yemek: Sahanaki Ballı

Mezedaki-Sahanaki-Ballı

Meri Hanım, Sahanaki Ballı'yı şöyle anlatıyor: ‘'Arkadaşlarınız yemeğe mi gelecek, akıllarını almak istiyorsanız ara sıcak mutlaka Sahanaki Ballı. Sevgilinize yemek mi yapacaksınız ara sıcak Sahanaki Ballı, evlilik teklifi garanti.'' Hal böyle olunca benim de merakım bir arttı ki sormayın. Sahanaki Ballı, aslında bir nevi hellim kızartması. Fakat bazı püf noktaları var. Öncelikle hellim ikiye bölünüp tuzlu suyunu akıtmak için yıkanıyor. Sonra üç ayrı kaba un, susam ve çırpılmış yumurta hazırlanıyor. Yıkanan hellim önce una, sonra her yerini kaplayacak şekilde yumurtaya, en sonda susama bulanıyor. Hazırlanan hellim iyice kızdırılmış yağa atıldıktan sonra ocağın altı kısılıyor ve yavaş yavaş içi eriyerek altın rengi alması sağlanıyor. Susamlar rengini aldıktan sonra hellim bir tabağa alınıyor ve üzerine bal dökülüyor. Öyle sıcak sıcak da servis ediliyor. Alkollü, alkolsüz her yemekte ara sıcak olarak oldukça başarılı. Hele ki peynirin her türlüsünü her öğünde sevenler için harika bir tercih. Önünüzde bir kadeh de rakı varsa Sahanaki Ballı'yı mutlaka deneyin.

Mezedaki'de yalnızca Rum mezeleri yok tabiki; Ermeni Topiği, Fava, Çerkez Tavuğu, deniz mahsülleri, her yöreden her kültürden mozaik bir menü sizleri bekliyor ;)