Süleymaniye Tepesi Ve Eşsiz Güzellikleri

mekan.com
23 Mayıs 2016
4 paylaşım
Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
İstanbul’un 7 Tepesi’nden biri olan Süleymaniye, Tarihi Yarımada’nın en özel noktalarından biri. Yerli ve yabancı turistlerin İstanbul’da en çok görmek istedikleri ve ziyaret ettikleri bölge olan Süleymaniye Tepesi’ni bir de mekan.com farkıyla keşfetmeye ne dersiniz? Tarihi bir rehber niteliğinde hazırladığımız yazımızdan ve baharın en güzel zamanlarından yola çıkarak, Süleymaniye gezisi yapmanın tam zamanı!

Süleymaniye Camii

Süleymaniye-Camii-Mimar-Sinan-Kanuni-Sultan-Süleyman

Klasik Osmanlı Mimarisi’nin en önemli örneklerinden biri olan Süleymaniye Camii, 1549 - 1557 yılları arasında Sultan Süleyman adına, Mimar Sinan tarafından inşaa edilmiştir. Mimar Sinan’ın kalfalık dönemine ait olan bu camii, 10 şerefeli 4 adet minareye sahiptir. Bunun nedeninin, Kanuni Sultan Süleyman’ın Osmanlı İmaparatorluğu’nun 10.; İstanbul’un fethinden sonraki de dördüncü padişah olmasını işaret ettiği bilinmektedir. Dört fil ayağı üzerine oturan camii, İstanbul’da yüzyıllardır gerçekleşen onca büyük depreme rağmen, en ufak bir hasar almadan günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. Topkapı Sarayı, Lübnan Baalbek, Mısır ve Kıztaşı’ndan getirtilen dört sütun üzerinde yükselen, 53 metre yüksekliğindeki ve 27,5 metre çapındaki kubbe görenleri kendine kayran bırakıyor. Camii’nin en önemli özelliklerinden biri olan mihraptan yayılan çok gelişmiş, kusursuz akustik için Mimar Sinan tarafından ana kubbeye ağzı açık 64 adet küp yerleştirilmiş. Camii ile ilgili ilginç bir özellik de içerisinde yanan yağlı kandillerin isinin içeriyi kirletmemesi için yapılan ana giriş kapısı üzerindeki oda. İslerin tek bir noktada toplanmasını sağlayan hava akımına göre camiiiyi inşaa eden Mimar Sinan’ın yapmış olduğu bu odada biriken isler, zaman içerisinde mürekkep yapımında kullanılmış. Avlusunda Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan’ın türbelerinin bulunduğu camiinin kuruluşunda, örümceklerin ağ örmelerini önlemek için 300 tane devekuşu yumurtası kullanılmış. Bu yumurtaların yalnızca 30 tanesi günümüze kadar kalabilmiş. 

Hürrem Sultan Türbesi

Hürrem-Sultan-Türbesi-Süleymaniye-CamiiFotoğraf Kaynak: camilerveturbeler.com

Kanuni Sultan Süleyman ile yaşadığı dillere destan aşkı, zekası, entrikaları, saraydaki renkli hayatı ile Osmanlı İmparatorluğu’na damga vurmuş bir isim olan Hürrem Sultan’ın türbesi Süleymani Camii’nin avlusunda yer alıyor. Geneli bitki motiflerinden oluşan çinilerle ve mezarın üzeri yuvarlak kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Dıştan sekizgen, içten onaltıgen planlı olarak yapılan türbede ağaç işlemelerine ve kalem işlemelerine de rastlanıyor.

Süleymaniye Kütüphanesi

Süleymaniye-Kütüphanesi-El-YazmasıFotoğraf Kaynak: suleymaniye.yek.gov.tr

Süleymaniye Külliyesi’nin birinci ve ikinci medreselerinin kitaplık haline getirilmesiyle meydana gelen Süleymaniye Kütüphanesi, bulundurduğu el yazması eserler bakımından Dünya’nın en önemli kütüphaneleri arasında sayılıyor. El yazmalarının yanı sıra basma ve yabancı dil bölümü için de eserlerin korunduğu Süleymaniye Kütüphanesi’nde yaklaşık 73.000 cilt yazma ve 120.000 basma yer almaktadır. Osmanlı alimi Ali Kuşçu tarafından Fatih Sultan Mehmet için hazırlanmış matematik kitabının da bulunduğu kütüphanede, Ayasofya, Carullah, Yeni Camii ve Damat İbrahim Koleksiyonları en dikkat çeken eserler oluyorlar. Ayrıca İbn-i Sina’nın el yazmaları da bu kütüphanede bulunuyor. Kütüphanede cilt, tezhip, minyatür, hat ve ebru gibi geleneksel sanatların en güzel örneklerini görmek de mümkün. 

Mimar Sinan Türbesi

Mimar-Sinan-TürbesiFotoğraf Kaynak: mimarizm.com

1489 - 1588 yılları arasında yaşamış olan Osmanlı İmparatorluğu’nun mimari sanatı adına en önemli isim olan Mimar Sinan’ın Türbesi de Süleymaniye’de bulunmaktadır. Fetva Yokuşu ile Mimar Sinan Caddesi’nin kesiştiği köşede yer alan türbe, Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan’ın türbelerine göre oldukça mütevazı. Türbenin yanında bulunan Mimar Sinan’ın evi ile sıbyan mektebi günümüze kadar ulaşmamıştır.

Darüzziyafe Ve Tabhane

Darüzziyafe-KöftesiFotoğraf Kaynak: dudetable.com

Kanuni Sultan Süleyman Han’ın, Sanat Tarihimizin büyük mimarı Mimar Sinan’a yaptırdığı Süleymaniye Külliyesi’nin yemekhane bölümü olarak inşaa edilen Darüzziyafe, Osmanlı’nın son dönemine kadar ziyafet salonu olarak kullanılmış. 1913 yılında Türk- İslam Eserleri Müzesi olarak ziyarete açılan bina, müzenin taşınmasından sonra bir süre boş kalmış. Uzun restorasyon çalışmaları sonucunda da restoran olarak hizmet vermeye başlayan bina, şimdilerde Darüzziyafe adıyla Osmanlı Saray Mutfağı’ndan seçkin lezzetler sunmaya devam ediyor. Özellikle de Darüzziyafe Köftesi çokça tercih ediliyor. Darüzziyafe’nin yanına inşaa edilen ve erzak muhafaza deposu olarak kullanılan Tabhane ise şimdilerde restore ediliyor.

Hilye-İ Şerif Müzesi

Hilye-i-Şerif-Tesbih-MüzesiFotoğraf Kaynak: kulturturizm.gov.tr

Osmanlı hattatlarca 17. yüzyılda geliştirilen bir süsleme sanatı olan Hilye, kelime anlamı olarak süs, ziynet, güzellik gibi anlamların yanı sıra suret, sıfat, hilkat gibi anlamlar da taşımaktadır. Hz. Muhammed’in resmi yerine onun özelliklerini tasvir eden sanatçıların ellerinden çıkan bu eserler ve kehribar, kuka ve abanozdan yapılan tesbihler görülmeye değer. 

Dostan Cafe Ve Mantı Evi

Kayseri-Mantısı

Süleymaniye’de bu kadar özel mekanı tek tek gezmek biraz yorucu ve acıktırıcı olacaktır. Gezinize bir dinlenme arası verip, Kayserili Havva Hanım’ın ellerinden çıkan harikulade mantının mutlaka tadına bakmalısınız. Kayseri’ye özgü farklı tariflerinde sunulduğu mekan saklı bahçesi ve terası olan üç katlı hoş bir yer.

Kurucu Ali Baba Kanaat Lokantası

Kuru-Fasulye-Pilav

1939 yılından bu yana Süleymaniye’nin büyülü atmosferinde hizmet veren Ali Baba Kanaat Lokantası, Kurufasulyesi ve Pilavı ile meşhur. Bunun yanı sıra Döner Kebap, Tas Kebabı ve Patlıcan Güveç gibi pek çok özel lezzeti de denemek mümkün.