Mesleğine en alt basamaktan başlayarak, genç yaşta farkını ortaya koymayı başaran Hüseyin Ceylan, ilk olarak Çapamarka’da yükselmeye başlamış. 2000 yılında Lacivert Restaurant’ın açılışına büyük katkılar sağlamış olan Hüseyin Şef, 16 yıldır Executive Chef olarak Lacivert Restaurant’ın birbirinden leziz menülerine imzasını atıyor. Aileden gelen aşçılık mesleği, Hüseyin Bey’in oğullarına da geçmiş. Üç oğlundan ikisi, aşçılık okullarından mezun ve aktif olarak çalışma hayatındalar.
Hüseyin Ceylan, ödüllere doymayan bir şef olmasının yanı sıra, pek çok otorite tarafından takdir kazanmış değerli bir mutfak adamı. Hüseyin Ceylan, yalnızca yurt içinde değil, yurt dışında da adını duyurmuş bir isim. Sık sık yurt dışına, özellikle Fransa, İtalya ve Almanya’ya gittiğini ve oradaki şeflerle çeşitli çalışmalar yaptığını vurgulayan şefimiz, kendini ve mutfağını geliştirme adına hiçbir fedakarlıktan geri durmuyor. Michelin Yıldızı veren jüriyi dahi ağırlama fırsatı olmuş olan Hüseyin Ceylan, bu jürinin yazısında ‘’Taklitçi Olmayan Şef’’ başlığıyla yer almış. Biz de tüm emeğini, sevgiyle mutfağına yansıtan Hüseyin Bey’i tekrar tekrar tebrik ediyoruz.
İmza Yemek: Deniz Mahsüllü Balık Çorbası
Balık Çorbası için ilk malzemeler olarak domates, sarımsak, fesleğen ve biberiyeyi duyunca şaşırmadık değil. Mutfağa girince ve Şef Hüseyin Ceylan ile sohbetimiz koyulaştıkça, bizi çok farklı bir çorbanın beklediğine emin olduk. Hüseyin Şef, bu ilk malzemeleri, içerisine biraz da zeytinyağı katarak önce ocakta, daha sonra da fırında, tabiri caizse pörsüyene kadar pişiriyor. Ortaya çıkan enfes domates sosunu süzdükten sonra, içerisine sotelenen bütün halde karidesi, balık parçalarını, kalamarı, sebzeleri ve en son midyeyi ekleyerek bir süre ocakta tutuyor.
Baharatları da eklenen çorba, tadına doyamayacağınız bir şaheser olarak masadaki yerini alıyor. Ağır bir tat vermemesi açısından balık suyu kullanılmayan çorba, domates çorbası ve daha çok karides lezzetinin sentezlendiği harika bir karışıma dönüşüyor. Çorbanın yanında sunulan ekmeklerin hepsi de, Hüseyin Şef’in mutfağında hazırlanıyor. Darmadağın olmaması ve kek kıvamına gelebilmesi için içerisinde yoğurt kullanılan mısır ekmeği gerçekten denemeye değer.
Tabi Lacivert restaurant’ın en özel yemeği yalnızca bu çorba değil. Izgara kalamar ve üzerindeki enfes sos, güzel kalamar çıtamızı oldukça yükseltti.
Şık sunumlarıyla önce gözlere hitap eden Lacivert Restaurant’ın Elmalı Baklavası ve yanında sunulan Karadut Dondurması, gerçekten tarifsiz. Hafifliği ve tatlı - ekşi dengesinin bu kadar iyi kurulması, ‘’Yemek üzerine yenebilecek bir tatlı nasıl olmalı?’’ sorusunun tam manasıyla cevabı oluyor.
Lacivert Restaurant'ın, Boğaz'ın en güzel yerinde bulunan konumu, eşsiz manzarası ve zengin mi zengin, bir o kadar da leziz menüsüyle harika vakitler geçirdik. Hüseyin Şef ile bir araya gelmemize vesile olan Image PR’dan Bahar Gürkanlar’a ve Buğra Özalp'e, kusursuz servisleri ve ilgileriyle Lacivert Retaurant’a ve tabiki bizi adeta aileden biri gibi, güler yüzle ve içtenlikle ağırlayan Sayın Executive Şef Hüseyin Ceylan’a sonsuz teşekkürler ediyoruz.
Bu arada unutmadan söyleyelim günün her saatinde, trafik stresine girmeden Lacivert’in Rumeli Hisarı’ndan kalkan teknesi ile yapacağınız 4 dakikalık yolculuk sonrasında Lacivert'e rahatlıkla gidebilirsiniz. Ayrıca Lacivert Restaurant'da, Pazar günleri Hüseyin Şef'in özenle seçerek hazırladığı, yöresel lezzetler şölenine dönüşen brunchını kaçırmamanızı tavsiye ediyoruz.
Fotoğraf Kaynak: lacivertrestaurant.com 
