Pandeli Restaurant - Akış
288 Yorum
79 Takipçi
"Yüzyıllık Markalar Derneği üyesi Pandeli Restaurant, Mısır Çarşısı'nın girişinde dar merdivenlerinden çıkarak ulaşacağınız tarihi bir çınar. Merdivenleri bitirdiğiniz anda Mısır Çarşısı'nın gürültüsü ve kalabalığı bir anda kesiliyor, farklı bir dünyaya adım atıyorsunuz. Mekanın duvarlarındaki İznik çinileri, bembeyaz masa örtüleri hemen dikkat çekiyor. Birbirinden bağlantılı üç salondan oluşuyor. Salonlar Eminönü meydanına bakıyor, oturduğunuz yerden Yeni Cami ( Kuşlu Cami ) önündeki insan selini izleyebilirsiniz. Kurucusu Pandeli Çobanoğlu yaşlanınca, oğlu Hristo Çobanoğlu ve 15 yaşından beri burada çalışan Cemal Biberci'ye devretmiş işleri. Lokanta’nın internet sitesinde yer alan bir hikaye şöyle: “1967 yılında vefat eden Pandeli, sevimli, nüktedan, ilginç bir kişilikmiş. Musfata Kemal kolağası olduğu yıllarda sık sık gelirmiş Pandeliye. Onun da maaşı tüm devlet memurları gibi kısıtlıymış. Pandeli, sıkıntıda olduğunu hissettiğinde “Bırak begümu, aybaşında ödersin” dermiş. Genç Mustafa Kemal de, kalan hesabı aybaşında kapatırmış.” Yaprak Sarma ve Patlıcan Salatası ile başladık. Sarma beni çok sarmadı ama patlıcan salatası mükemmeldi. İncik ise lokum gibiydi. Mutlaka denemelisiniz. Yanında sunulan püre ıspanak, bamya, bezelye gibi garnitürlerle iyi bir uyum yakalamış. Beğendili dönerin beğendisi güzel, döner kısmı aman aman değildi. Kağıtta levrek buranın bir diğer speciali. Kılçıklarından ayıklanmış levrek, kağıdın içine bebek gibi yatırılmış, lezzet perfect. Fiyat olarak birazcık yüksek olsa da bir kerecik denemeniz tavsiyemdir. Ortaya sipariş ettiğimiz Karışık Tatlı Tabağı, yemeklerin gölgesinde kaldı. Tatlı hakkınızı Eminönü'nde başka yerde kullanmanız daha mantıklı. Dünyanın diğer ucundan gelen turistlerin bile ihmal etmediği bu lezzet durağı, tarihi önemi, konumu ve lezzetleriyle ölmeden önce ( veya kapanmadan önce ) gidilmesi gereken yerlerden..."
